
“Aşksız ve paramparçaydı yaşam,
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek,
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”
Çukurovalı Prometheus, aşkın ve başkaldırının ozanı, görkemli Toroslar kadar yüce Adnan Yücel’in bu dizeleri, her okuduğunuzda veya işittiğinizde sizi de derinden sarsıp silkelemiyor mu?
“Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle,
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı,
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına,
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı…”
diyen Ataol Behramoğlu, öğretmiyor mu yaşamın kaidelerini?
Rehberimiz olsun, siz de bunu bilin diye, yüreğimizin daraldığı, yaşamın karardığı şu günlerde son sözü “Güzel günler göreceğiz çocuklar” diye haykıran Nazım Hikmet’e bırakmalıyız;
“Akın var, güneşe akın
Güneşi zaptedeceğiz,
Güneşin zaptı yakın!”